Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu Olsun

Menu

Menu

Mali Müşavir / SPK Bağımsız Denetçi

Menu

SİYASİ PARTİLERDE MALİ DENETİM -3-

secim-kanunu-ve-siyasi-partiler-kanunu-degisiyor-1453563671

ANAYASA MAHKEMESİ TARAFINDAN SİYASİ PARTİLERİN MALİ DENETİMİ

  • Siyasi Partilerin Mali Denetiminde Anayasa Mahkemesinin Yeri

Anayasalar toplumların üzerinde mutabakata vardıkları temel normlar olarak bilinirler. Toplumun üzerinde mutabakata vardığı bu normların aksine işlem yapılmasının önüne geçmek yani anayasalara aykırı kanunların çıkmasını önlemek için Anayasa Mahkemesi oluşturulmaya başlanmıştır. Siyasi Partilerin Mali Denetimi de bu görevlerin arasına eklenmiştir. Siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun denetimini yapmak veya yaptırmak da bu görevler arasına eklenmiştir.

  • Mali Denetimde Sayıştay’ın Rolü ve Önemi 

Siyasi partilerin mali denetimi, denetim merciinin belirlenmesinden ibaret basit bir konu olmayıp karmaşık, çok boyutlu bir konudur.  Her geçen gün artan iş yükü nedeniyle tıkanma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Anayasa Mahkemesinin iş yükünün azaltılması, teknik açıdan daha donanımlı olması nedeniyle mali denetimde güvenilirliğin sağlanacak olması, mali denetimden yeterli randımanın alınamamış olması, mali denetimin Sayıştay yardımıyla yapılması gerektiği zorunlu kılmaktadır.

Anayasa Mahkemesinin Siyasi Partilerin Mali Denetimine İlişkin Kararlarının Nitelikleri

Bu bölümde anayasa mahkemesinin tüm kararlarının nitelikleri ve türleri değil sadece anayasa mahkemesinin siyasi partilerin mali denetimine ilişkin kararlarının nitelikleri ve türleri değerlendirilecektir.

Anayasa mahkemesinin siyasi partilerin mali denetimine ilişkin bağlayıcı ve kesin nitelikte olan kararlar gerekçeli olarak Resmi Gazetede yayımlanmaktadır.

1- Kesinliği

Anayasanın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir. Anayasa Mahkemesinin mali denetime ilişkin kararın kesin olmasının iki yönü bulunmaktadır.

2- Bağlayıcılığı

Anayasanın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.

3- Gerekçesiz Açıklanamaması

Gerekçe o karara dayanak teşkil eden hukuki, mantıki ve düşünsel temelleri ifade eder. Anayasanın 141. maddesinde belirtildiği gibi bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır hükmünden hareketle siyasi partilerin mali denetimine ilişkin kararlarda gerekçeli olarak yazılmaktadır

4- Resmi Gazetede Yayımlanması

Anayasanın 153. maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi İç tüzüğünün 17. maddesinin son fıkrasında da Mali denetim kararları Resmi Gazetede yayımlanır hükmü yer almaktadır.

– Anayasa Mahkemesinin Siyasi Partilerin Mali Denetimine İlişkin Kararlarının Türleri

1- İhtar

Siyasi Partilere Anayasa Mahkemesi tarafından ihtar verilmesine ilişkin anayasal bir düzenleme mevcut değildir. İhtar müessesi 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununda ve Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanununda yer almaktadır.

2- Kapatma

Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır.

3– Öneri Kararları

Anayasa Mahkemesi siyasi partilerin mali denetiminde bazen standart bir uygulama oluşturmaya yönelik tavsiye niteliğinde kararlar vermektedir.

4- Gelir ve Giderlerin Doğruluğuna ve Kanuna Uygunluğuna Karar  Verilmesi

Siyasi partilerin denetiminde asıl olan gelir ve giderlerin doğruluğuna ve kanuna uygunluğuna karar verilmesidir. Siyasi partilerin gelir ve giderlerinin hukuki denetimi ile ilgili tek karar verici organ Anayasa Mahkemesidir

5- Hazineye İrat Kaydedilmesi

Siyasi Partiler Kanunu  hükümlerine aykırı olarak bağış kabul ettiği, mal veya gelir edindiği, Anayasa Mahkemesince tespit edilen siyasi partilerin, bu yolla elde ettikleri gelirlerin tamamının, Siyasi Partiler Kanununda belirtilen miktarlardan fazla gelirlerle, taşınmaz malların kanuni miktarı geçen kısmının karşılığının Hazineye irat kaydedilmesine, taşınmaz malların ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilir.

6– Hazinece El Konulması

Siyasi partiler kredi veya borç alamazlar. Ancak, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, yabancı devletler, uluslararası kuruluşlar, Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişiler, Genel ve Katma bütçeli dairelerle mahalli idareler ve muhtarlıklar, kamu iktisadi teşebbüsleri, özel kanunla veya özel kanunla verilen yetkiye dayanılarak kurulmuş bankalar ve diğer kuruluşlar, kamu iktisadi teşebbüsü sayılmamakla beraber ödenmiş sermayesinin bir kısmı Devlete veya bu fıkrada adı geçen kurum, idare, teşebbüs, banka veya kuruluşlara ait müesseseler dışında kalan gerçek ve tüzelkişilerden kredili veya ipotek karşılığı mal satın alabilirler. Bu hükümlere aykırı olarak siyasi partilere sağlanan kredi veya borçlar üzerine Anayasa Mahkemesi kararıyla Hazinece el konulur. Kredi veya borcu verene karşı Hazine hiçbir yükümlülük altına girmez.

7- Paraya Çevrilmesi

Siyasi partiler, ikametleri ile amaç ve faaliyetleri için gerekli olanlardan başka taşınmaz mal edinemezler. Siyasi partiler amaçları içinde olmak şartıyla sahip oldukları taşınmaz mallardan gelir sağlayabilirler. Bu esaslara aykırı olarak bir siyasi partinin taşınmaz mallara sahip olduğu anlaşılırsa, Anayasa Mahkemesinin kararıyla ve Mahkemenin göstereceği süre içinde siyasi parti tarafından bu malların paraya çevrilmesi yoluna gidilir.

8- Suç Duyurusunda Bulunulması

Siyasi partilerin mali denetimi niteliği gereği partinin tüzelkişiliğine ve malvarlığına yöneliktir. Dolayısıyla mali denetimle sınırlı olmak üzere kişilerin sorumluluğu kural olarak yoktur. Hesap vermekle sorumlu organ veya kişilerin denetime ilişkin belgeleri tam ve eksiksiz olarak teslim etmemesi, yasada belirtilen altı aylık süre içerisinde kesin hesapların mahkemeye teslim edilmemesi / edilememesi durumlarında cezai sorumluluk doğmaktadır. Bu cezai sorumluluğun tespit edilmesinin sağlanması ve yargılamasız ceza olmaz ilkesi çerçevesinde Anayasa Mahkemesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmaktadır.

SİYASİ PARTİLERİN GELİRLERİ

Siyasi partilerin faaliyetlerini yürütebilmeleri için finansman kaynaklarına olan ihtiyaçları su götürmez bir gerçektir. Kullanılacak binaların kiralanması, elektrik, su, doğalgaz gibi cari giderlerinin karşılanması, araç – gereç alımı, faaliyetlerin ana unsuru olan personel giderlerinin ödenmesi, seçim çalışmalarının yürütülmesi gibi ihtiyaçların karşılanmasında finansmana ihtiyaç vardır. Çünkü siyasi partiler iktidarı ele geçirebilmek için diğer partilerden daha fazla çalışmak ve daha yoğun bir örgütlenmeye gitmek zorundadırlar.

Siyasi Partiler Kanununun 61. maddesine göre, siyasi partilerin gelirleri amaçlarına aykırı olamaz. Yine aynı madde, siyasi partilerin gelirlerinin nelerden ibaret olabileceğini belirtmiştir. Buna göre siyasi partiler aşağıda belirtilen gelirleri elde edebilirler :

  • Parti üyelerinden alınacak giriş aidatı ile üyelik aidatı
  • Parti mensubu milletvekillerinden alınacak milletvekili aidatı
  • Milletvekili, Belediye başkanı vb. adaylarından alınacak özel aidat
  • Parti bayrağı, flaması, rozeti vb. rumuzların satışından sağlanacak gelirler
  • Parti yayınlarının satış gelirleri
  • Üye kimlik kartlarının ve parti defter, makbuz ve kâğıtlarının sağlanması
  • karşılığında alınacak paralar
  • Parti tarafından tertiplenen balo, eğlence ve konser faaliyetlerinden sağlanacak gelirler
  • Parti malvarlığından elde edilecek gelirler
  • Bağışlar
  • Devlet tarafından yapılan yardımlar

SİYASİ PARTİLERİN GİDERLERİ

Siyasi partilerin giderleri amaçlarına aykırı olamaz. Bir siyasi partinin bütün giderleri, o siyasi parti tüzelkişiliği adına yapılır. 2820 Sayılı Siyasi partiler Kanunu 70. Maddesine göre (1999 yılı)  için Beş milyon  liraya ( 2015 yılı 85,45 TL.)  kadar harcamaların makbuz veya fatura gibi bir belge ile tevsik edilmesi zorunlu değildir. Ancak, bütün harcamaların yetkili organ veya merciin kararına dayanması şarttır.

Siyasi partilerin gider unsurları;

-Teşkilat giderleri,

-Propaganda giderleri,

-Siyasi eğitim giderleri

olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.

– Teşkilat Giderleri

Siyasi partilerin, merkez ve merkeze bağlı teşkilatlarında çalışmalarını yürütmek amacıyla katlanmış olduğu giderler teşkilat giderleri (yönetsel giderler) adını alır. Siyasi partilerin teşkilat giderleri; kira bedelleri, teşkilatta çalışan personele ödenen maaş, yolluklar, kırtasiye giderleri vb. gibi giderler gibi temel giderlerin yanında, yeni bina almak, kiralamak ya da yaptırmak ve işe yeni alınan personelle ilgili yapılan giderler gibi mevcut teşkilatı geliştirmek ve yaygınlaştırmak için yapılan giderleri kapsamaktadır.

– Propaganda Giderleri

Siyasi partilerin, özellikle seçim dönemlerinde, seçmen kitlesini etkileyebilmek ve onların oylarını alabilmek için yapmış oldukları her türlü faaliyetleri sonucu ortaya çıkan giderler propaganda giderlerini oluşturmaktadır. Başka bir ifadeyle propaganda giderleri; partiyi ve adayı tanıtıcı nitelikteki giderler olup bayrak, flama, rozet, broşür, el ilanları, kitapçıklar, özel radyo ve televizyonlardaki konuşmalar gazete ilanları, geziler ve tanıtım toplantıları gibi toplantılar nedeniyle ortaya çıkan harcamalardan oluşmaktadır .

– Siyasi Eğitim Giderleri

Siyasi eğitim çalışmalarına; danışmanlık toplantıları, konferanslar, seminer ve paneller örnek olarak verebilir. Bu tür faaliyetlerin amacı, parti politikası ve ideolojisine uygun yeni fikirlerin ortaya çıkmasına ve gelişmesine katkıda bulunmaktır. Bu tür faaliyetler belirli bir programa bağlanabileceği gibi, herhangi bir takvime bağlı kalmadan da yapılabilir.

– Siyasi Partilerin Giderlerinin Yapılmasındaki Usul ve Esaslar

Siyasi partilerin harcamada bulunurken uyması gereken kurallar, SPY’nin 70. maddesinde düzenlenmiştir. Getirilen bu düzenlemeye göre siyasi partilerin uyması gereken usuller şunlardır;

Siyasi partilerin bütün giderleri, partinin hangi örgüt kademesinde yapılırsa yapılsın, gelirlere benzer şekilde partinin tüzel kişiliği adına yapılır. Herhangi bir örgütte, o örgütü ilgilendiren herhangi bir harcamanın, o örgüte ilişkin olacağı ve parti tüzel kişiliği ile ilişkilendirilemeyeceği düşünülemez. Yine parti teşkilat yöneticilerinin partinin masraflarını kendi gelirlerinden karşılayıp partiye gider kaydetmemesi, parti giderlerinin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkmasını engelleyecektir.

Parti giderlerinde uyulması gereken usullerden ikincisi, bazı istisnalar dışında bütün giderlerin belgeye dayandırılması zorunluluğudur. Ne tür belgelerin harcamaların dayanağı olarak gösterilebileceğine ilişkin SPY’de herhangi bir açıklama yer almamaktadır. Bu nedenle diğer yasalardan destek alınarak bu açık giderilmeye çalışılmaktadır. Örneğin Vergi Usul Kanunu-VUK yapılan harcamalarda alım ve satımlarda kullanılabilecek belgeleri; fatura, perakende satış belgeleri, gider pusulası, müstahsil makbuzu vb. şeklinde sıralamıştır. Partiler; banka makbuzu, sigorta poliçesi, kira makbuzu, posta alındı makbuzu gibi belgeler ile kendilerinin hazırlayabileceği avans belgesi, yolluk bildirimi vb. gibi parti gereksinimlerine yönelik bazı belgeler ile giderlerini belgelendirme yoluna gidebilirler.

– Siyasi Partilerin Borç Verme Yasağı

SPY’nın 72. maddesine göre, siyasi partilerin üyelerine veya başka bir gerçek veya tüzel kişiye borç vermeleri yasaklanmıştır.

– Siyasi Partilerde Giderlere İlişkin Mali Sorumluluk

SPY’nin 71. maddesi partilerin yapacakları giderlerin, sözleşmelerin ve girişilecek yükümlülüklerin kimler tarafından yapılacağını ve ortaya çıkacak mali sorumluluğun kimlere ait olacağını düzenlemektedir.

Siyasi partilerin genel merkezinde parti tüzel kişiliği adına yapılacak harcamaları, sözleşmeleri veya girişilecek yükümlülükleri, parti tüzüğünde belirtilen kişi veya kurullar yaparlar. Yetkili kılınan kişi; parti genel başkanı, parti genel saymanı, genel sekreteri, başkan vekili veya bunların dışında bir kişi olabileceği gibi, merkez karar yürütme kurulu gibi bir kurulda olabilir.

Siyasi partilerin il ve ilçelerindeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzel kişiliği adına harcamalarda bulunulması, sözleşme yapılabilmesi ve yükümlülük altına girilmesi olasıdır. Ancak bu duruma ilişkin esaslar partilerin merkez karar ve yürütme kurulunca belirlenir. İl ve ilçelerde yapılacak harcamaları, il ve ilçe kurulu adına yetkili kişi ve kuruluşlar yapar. Merkez karar ve yönetim kurulu önceden yazılı yetki vermişse, il ve ilçelerdeki örgüt kademeleri parti adına harcamalarda bulunabilir, sözleşme yapabilir ve yükümlülük altına girebilir. İl ve ilçe yönetim kurulunca yapılıp merkez karar ve yönetim kurulu kararı bulunmayan sözleşmeler ve yükümlülüklerden dolayı merkez karar ve yönetim kurulu veya partinin genel başkanı ya da parti tüzel kişiliği sorumlu tutulamaz ve aleyhinde izlemede bulunulamaz. Bu tür sözleşme ve yükümlülüklerden doğan sorumluluk, sözleşmeyi yapan veya yükümlülüğe giren kişi veya kişilere ait olur.

Ülkemizde siyasi partiler bu tür işlemlerinin kimler tarafından yapılacağını tüzüklerinde düzenlememişler ve bu konuyu merkez karar ve yönetim kurulunun yetkisine bırakmışlardır. CHP ise tüzüğünde bu yetkiyi; genel merkezde genel sekreter ile genel saymana; il ve ilçelerde ise başkan ve sayman üyeye, başkanın bulunmadığı durumlarda ise sekreter ile sayman üyeye vermiştir.

SİYASİ PARTİLERDE KABÜL EDİLMEYEN VE USÜLSÜZ YAPILAN GİDERLER

 

Döviz Kuru hesaplamasına ortaya çıkan aksaklıklar
Siyasi Parti Tüzel kişilik öncesi yapılan harcama
Parti Organ iddia edilen yayınları ait harcama
Harcamanın Açıklanamaması
Usulsüz Avans Kullanımı
Bağış Yasağı
Bahşiş Yasağı
Hukuken Ödenmemesi Gereken Gider
Fazladan Gider Yazma
İcra Giderleri
Belgeleri Anayasa Mahkemesine vermeme
Demirbaşa kayıtlı olmayan Otoların Masrafları
Amaçlara aykırı gider
Mükerrer gider
Kişiler adına yapılan seyahat harcamaları
Fatura aslı yerine fotokopisini kullanma
Yanlış gider belgesi
Kişiler adına yapılan diğer harcama
Gecikme zammı ve cezalar
Belgesiz harcama

 

Dr. Atila TEKCAN

Mali Müşavir / Siyaset Bilimci